Markalarımız

Markalarımız

Divan & Şekerci Cafer Erol

Türkiye’nin lideri - "Divan"

Yarım asrı aşan deneyim, farklı bir bakış açısı, köklü bir kültür…
Olduğu şehrin buluşma noktası. Bazen bir kahve, bazen bir çikolata ile hayata eklenen bir tat.

Anların, anıların, hayatta iz bırakan kutlamaların tanığı,
İstanbul’da başlayan, yıllar içinde sınır tanımayan ama hep “bizden” kalan bir lezzet ustası. Divan, 60 yıldır hayatın tam içinde!

İki yüzyıllık tatlı bir hikâye

1700’lü yılların sonları… Özel beylik olarak seçilerek Osmanlı Sarayı’na kabul edilen Taşköprülü Müftügiller -soyadı kanunuyla “Erol” soyadını alacaklardır- çeşitli konumlarda sarayda çalışmaya başlarlar. Taşköprülülerin genel olarak helvahane, şekerhane, tatlıhane gibi sarayın tatlı imal edilen bölümlerinde istihdam edilmeleri şekercilik hususunda esaslı bir tecrübeye sahip olmalarını sağlar. Bu tecrübe Müftügiller’den Mehmet Efendi’yi oldukça cesaretlendirmiştir. Bu cesaretle Mehmet Efendi saray macerasını aratmayacak bir maceraya atılır. 1807’de İstanbul’a gelir ve Eminönü’de bir şekerci dükkânı açar. Bundan böyle sanatını kendi dükkânında icra edecektir. Ta ki Birinci Dünya Savaşı sonrası pek çok dükkân sahibinin kapısına kilit vurduğu, geri dönmemek üzere çıkıp memleketine gittiği büyük İstanbul yangınına kadar. Büyük yangında Mehmet Efendi de dükkânını kaybetmiş, oğlu ve torunlarıyla birlikte ata topraklarına dönmek zorunda kalmıştır. Mehmet Efendi’nin kendisi gibi gözü pek, maceraperest torunu Cafer Erol İstanbul’dan ayrılırken bir gün mutlaka geri döneceğini biliyordur.

Yıl 1935’e geldiğinde dedesinin izinden giden Cafer Erol, Eminönü’de bir şekerci dükkânı açar. Torun Cafer Erol’un İstanbul’a dönüşü aile için de yeni bir maceranın başlangıcı olacaktır. Eminönü’den sonra sırasıyla Beyoğlu ve Kadıköy’de de dükkânları olur. Yeniden İstanbul ve üç dükkân… Gelinen nokta kazanılan zaferi işaret etmektedir. Her zafer gibi bu zafer de güçlü bir mücadelenin ardından gelmiştir. Cafer Erol büyük bir özveriyle yıllarca üç dükkânla tek başına yürüttüğü mücadelesine 1945’ten itibaren tek dükkânla -Kadıköy’de- devam edecektir.